10 Mart 2009 Salı

Reha Oğuz TÜRKKAN

Doğum : İstanbul 1920 Tahsil : St. Joseph, Galatasaray, Kabataş, Hukuk Fakültesi, Sorbonne, Columbia Üniversitesi Meslek : Psikolog, Türkolog, Yazar-yayıncı (Şeref sürekli - Basın Kartı Sahibi), Eğitimci, Natioal Education Institute üyesi, Üniversitelerde Öğretim Üyesi: Columbia, CCNY, Yaykur Açık Üniv., İst.-Edeb. Fak. vb., Okul kurucusu (ABD'de 124 Uniteq okulu - 121'i lisans vererek). "Sorularla Programlı Öğrenim" metodunun üç kurucusundan biri olarak "Who Who's" ansiklopedisine girmiştir, ABD Hükümeti tarafından 4 eyaletin eğitim planlamasıyla ve "Sunrise" (Açık) Üniversitesinin kuruluşunda eğitim teknolojisi danışmanlığıyla görevlendirilmiştir. Borsada kayıtlı LMP (Ders Materyalleri Yayınevi) Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı olmuştur. 1976'da NASA'nın davetlisi olarak Hindistan'da toplanan "Uydulardan Eğitim" projesinin 1. yıl sonuçları konusunda danışmanlık yaptı. Toplum faaliyetleri: 1938 - 1944 arasında "Türkçülük" faaliyetlerine katılmış, dergi ve kitaplar yayınlamıştır. Amerika'da 25 yıl yaşamıştır. (1947 - 1972). Orada "Human Values" Vakfı Başkanı (Çevre ve Narkotik Eğitim Faaliyetleri), "World Future Society" nin profesyonel üyesi, Amerika'da "American-Turkish Federation" olarak Türk Derneklerini bir araya getirmiş. Columbia Üniversitesinde "Turkish Studies Center"i New York'ta "Türk Evi" ni ve Türk çocukları için "Ata Türk" okulunu kurmuş ve Türk Dünyası gurbetçileri için "American Turkie Assoc" Türkiye'de 1987-2003 arası "Türk 2000 vakfı"nın Mütevelli Heyeti Başkanı. Eserleri : Türkçe, Fransızca ve İngilizce olarak yayınlanmıştır. 41 kitap, 2 ansiklopedi, 9 film ve 3 TV senaryosu (biri ABD'de NBC-TV'de 1954'de oynatılmıştır.)

BİRLİKTE HAREKET ETMEKLE DOĞACAK GÜÇ

"Birlikten güç doğar"

Ancak kimlerin birliği? Ne çeşit bir birlik? Ve nasıl bir güç doğacak?

Bu dergi "Türk ve İslam Birliği" cevabını veriyor. Türklerin yüzde 99'u Müslüman olduğuna göre Türk Dünyası'nın birliği aynı zamanda da Türk İslam Birliği'nin bir şekli oluyor demektir.

Ama biz Türkler kolay kolay birlik olamıyoruz. Hele geçmişin Turancı birlik fikri büsbütün zor. Ben onun için önemli ve belirli konularda beraber ortak hareket fikrini daha gerçekçi görüyorum. Ama bu da gitgide unutulur, saptırılır, çıkmaz projelere dönüşür oldu ve koca -nerdeyse üçyüz milyon nüfuslu- dev uyuyor. Nasıl uyandırırız? Şu günlerde "UYUYAN DEV" adlı bir kitap yazdım ve bu devi uyandıracak dokuz proje önerdim (Mayıs'ta A.T.O. tarafından yayınlanacak). Esas fikri bu yazımda okuyucularımla paylaşmak istedim.

Güçlü Olmakla Kalkınmış Olmak Arasındaki Fark

Dört-beş yıl kadar önce iki ayrı üniversitede (İstanbul Fen-Edebiyat ve Ankara Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde) doktora öğrencilerine gelecek bilim (Fütüroloji) öğretimi verirken en son gün şu soruyu sormuştum:

"Önümüzdeki 15-20 yılda, Türklerin İsviçre gibi sadece kalkınmış mı, yoksa Kanuni devrindeki Osmanlılar ve bugünkü Amerika gibi tehditlere pabuç bırakmayan, sesini duyurabilen, aynı zamanda da zengin ve ferah olmasını mı istersiniz? Şunu da unutmayın ki bu iki ayrı hedefin bu günden ödenmesi gereken farklı hedefleri ve yükleri vardır. Tercihiniz hangisidir?"
Cevaplar karışık çıktı; Ahmet Yesevi'deki Kazak Türkü öğrenciler, "süperlik" tercihinde İstanbul'dakileri sayıca aştılar. İstanbul Üniversitesi'ndekilere sonucu açıkladığımda, "Soruyu tam değerlendiremedik" dediler.

O gün anladım ki bu konu tam anlaşılamamış.

Güçlü olmakla kalkınmış olmak hem aynı, hem de farklı şeylerdir.

Rastgele birkaç ulus-devlet seçelim:

İsviçre, İsveç, Güney Kore gibi. Bunlar kalkınmış olan, fakat siyaseten de, askeri bakımdan da güçlü sayılmayan millet-devletleridir. Milli gelirleri yüksektir, eğitim, sağlık ve refah düzeyleri ileridir, fakat "süper güçlerden" değildirler.
Bir de ötekileri hatırlayalım:

Tarihte Türkler (Göktürk, Timurlar, Fatih-Kanuni arası Osmanlılar), İskender'in İmparatorluğu, Roma, İspanya, Fransa, İngiltere, Sovyetler hem kalkınmış, hem de güçlü toplumlardı. Şimdi de Amerika, ardından Japonya, belki de Çin bu kategoriye girerler veya girecekler.

Milletlerin geleceği bakımından bu iki ayrı tür toplumu neler bekleyebilir?
Kalkınmış, fakat güçlü olmayanlar Süper Güçlerin oyunlarına maruz kalabilir ve göz göre göre bazı haklarını kaptırabilirler, hatta işgale uğrayabilirler. En azından, daha büyük, daha refahlı günlere kavuşmaları imkansızlaşır.

Buna razı olan, boyun eğen milletler olmuştur. Fakat bizim gibi, Prof. R.Grousset'in deyimiyle, tarihte "emperyal" toplumların en başında gelmiş olan Türkler için güçlü olmamayı istemek hem yakışık almaz, hem de tehlikelidir.

A.B. kapısında "elpençe-divan" beklemek, Kıbrıs ve Kerkük'te çırpınmalarımız, Kürt, Ermeni, İsrail gibi dertlerimiz saymakla, tekrarlamakla bitmiyor. Bu nedenle bulduğumuz çözümleri kabul ettirmekteki zorluklarımız gururumuza da milli kesemize de dokunuyor.

Çare?

Hedef bellidir: Kalkınmak, güçlü olmak, süper devletler kulübüne tekrar girmek.
Kalkınmak nasıl olacak? Sağlam eğitimle, refah düzeyinde bir ekonomiyle, yetenekli, dürüst, azimli liderlerle, yöneticilerle.

Güçlü olmanın yolu ise, biz Türkler için, üçyüz milyona yaklaşan soydaşlarımızla hayati önemi olan alanlarda birlikte hareket etmekten, darmadağın zengin kaynaklarımıza toplu bir şekilde sahip çıkmaktan geçer,

İşte, bu Birlikte Hareket ülküsünün 9 anahtarı:

9 Tohum ve 10 Meyvenin Özet Listesi

Birlikte Hareketi oluşturmak, geliştirmek için 9 Anahtar (veya Proje-Tohum)

1. Adım: Ortak Hareket Alanlarını ve öncelikleri tespitte anlaşma sağlamak için kongreler;
2. Adım: Üst Türkçe ve Ortak Alfabe (bu tohum meyvesini verdiğinde, bütün öteki amaçlara ulaşmayı kolaylaştıracaktır);
3. Adım: Türk çocuklarının kalbine, Türk kardeşliği duygusunu ekmek; önce hisler düzeyinde, sonraki yaşlarda da bilgilendirerek (öğrenci değiş tokuşlar projesi de bununla ilgili);
4. Adım: Televizyon ve radyo yayınları (iletişim Türkçesinin en çabuk yaymanın anahtarıdır);
5. Adım: Ortak yarışmalar (yılın en iyi filmi, romanı, müziği, maçı... vb.);
6. Adım: İş dünyasında başarı ve fayda ödülü; (hep 2 yönlü)
7. Adım: Türk dünyasında iki yönlü turistik ve ticari geziler ve ortak Pazar kongreleri: Vizesiz seyahat;
8. Adım: Tarihte birlik ve yarılık devirlerini işleyiş-birlikten güç ve refah ayrıyken acılar ve geri kalışların dramatik üslupla anlatımı (araştırma, film-belgesel ve konulu film-tiyatro, roman, şiir); 9. Adım: Türk dünyasının Ortak Yanları (albüm, gezer, sergi, devlet adlarına "Türk" isminin ilavesi (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki gibi) bayrakların bir köşesine bağımsız Türk Cumhuriyetlerini temsilen 7 yıldızlı hilalin ilavesi (yeni katılmalar olursa yıldız sayısını artırarak);
Ortak Hareket'in Hedefleri (Meyveleri)

1- Ortak Pazar hedefi (meyvesi);
2- Dış siyasette ortak hareket hedefi; birlikte oy verme;
3- Güç ve güvenlik artışı için silahlı kuvvetlerin ortak stratejileri ve lojistiği; planlama eğitim, silahlar, terörle mücadele.
4- Türk Cumhuriyetleri arasında anlaşmazlıkların giderilmesi için ortak hareket hedefi; birbirlerini resmen tanıma, ortak pasaport veya serbest dolaşım;
5- Eğitimde ortak faaliyetler ve başarılar; öğrenci-öğretimi-kitap değiş-tokuşu, yayıncılıkta, kültür ve sanatta ortak faaliyetler;
6- Ortak turizm turları ve tanıtımları; karşılıklı geziler, yabancı turislere Türk dünyası (İpek yolu) turları
7- Ortak iş projeleri ve daha büyük işlere girişebilme, başarabilme; ortak Pazar, ortak para
8- Ortak teknoloji çalışmaları; ortak yardımlaşma
9- Çevre sorunlarını ortaklaşa karşılama
10- Türkistan ve Oğuz Konfederasyonları için ortak çalışmalar.

Bunlar, bu günden attığımız her adımda ekeceğimiz tohumların yarınlarda vereceği 10 meyvesidir. Bu meyveleri elde edebilmemiz için ilk iş olarak 9 tohumu ekmemiz 9 adımı atmaya başlamamız lazım. Her bir projenin uygulamaya geçmesi bir adımın atılması demektir.

Bu projelerin uygulamaya geçişini görmek hepimize nasip olur inşaAllah.

Hiç yorum yok: