12 Mart 2009 Perşembe

Nusret ÇİÇEK

1973 Ankara Hukuk Fakültesi mezunu. Lise öğretmenliğini müteakip Türkiye'nin bir çok il ve ilçelerinde Savcı, Başsavcı olarak görev yaptı. Adalet Bakanlığında Bakan Danışmanı, Personel Genel Müdür Yardımcısı, Tetkik Hakimliği görevlerinde bulundu. Son olarak Ankara Başsavcı Vekili olarak görev yaptıktan sonra, Ağır Ceza Mahkemesi hakimliğinden emekli oldu. Halen serbest avukatlık yapmaktadır. "Esirler" adlı romanı, "İmam Başbakan" adlı yayınlanmış eserlerinin yanı sıra, bir süre Vakit Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. Öğrencilik yıllarında "Yeniden İnkişaf" adlı dergiyi yayınladı. "İkinci Türkiye" adlı eseri de yayına hazır.

Osmanlı'nın bıraktığı yerden işe başlamak

"Türk İslam Birliği" iddialı bir konu. Eserin hayat bulması için Mimar Sinan kabiliyetinde mimarlar gerekir.. Ayrıca Bedrin Aslanları, Malazgirt, Çanakkale karışımı bir ruh. Rahmeti kadar zahmeti de çok.. Tasarlanan bu projeyi hayata geçirmek için Osmanlı'nın bıraktı ğı yerden işe başlamak.. Stratejik anlamda, kaleyi geri almak.. Bu girişimin her daldaki manevi unsurları; hoşgörü, sevgi, kardeşlik, uygar planda sosyal ilişkiler; ilim ve irfan ordusu.. Bozulanı, yıkılanı yeniden ayağa kaldırmak için zorunlu hamleler; sıklaşma, dayanışma, elele vermek. Bir bakıma da dağılan imparatorluğun parçalarını hiç olmasa ideoloji planında bir araya getirmek.
Bana göre bu oluşumun bir adı da, yeniden var olmak harekatı.
Millet olarak 1789 Fransız ihtilali ile yıkıldık. Çernobil faciası gibi etrafa yaydığı milliyetçilik radyasyonları ile koca imparatorluk yerle bir oldu. Her hastalığa çare bulundu da ne hikmetse, bu aşırı dozda insanların damarlarına giren "milliyetçilik akımları"na bir çare bulunamadı. Kur'an her ne kadar bu müptezel hastalığın reçetesini yazmışsa da insanların ilahi vahiy pınarına karşı mesafelerinin uzaklaşması sonucu, hastalık dünyamızda giderek yayıldı. Şimdi insanlar dillerine ve de ırklarına göre şekillenerek, ateşi hiçbir zaman sönmeyecek yeni bir kavganın oluşumunu hazırlıyorlar. Başka bir deyişle de insanlık kendi elleriyle sonunu hazırlıyor. Kavmiyetçilik Allah'ın hiç sevmediği bir haslet. O yüzden barış ve huzur planında işi ele alan Kur'an; "Ey Ademin oğulları, hepiniz bir anadan ve bir de babadansınız" mesajını yaymaktadır. Arkasından da, "Müminler ancak kardeştirler" son noktası.
Şimdiki halimize bakıyoruz; paramparça olmuş bir İslam dünyası. Yer altı zenginlikleri Siyonistler tarafından sömürülen ülkeler. Toprakları zorla işgal edilen devletler. Zülüm, işkence hat safhada. Bütün bir İslam alemini köleleştirmek için de ortaya attıkları sinsi projeler. "Büyük Ortadoğu Projesi" gibi.Dışarıda barışın olmadığı gibi içte de bir takım siyasi mülahazalarla günü birlik menfaat kavgaları. Sonuçta, ruh dünyası tarumar olmuş bir İslam alemi.. Bu versiyonda Türk İslam Birliği çalışmalarını Türk Milletinin fikir bazında bir önderliği olarak düşünüyorum. Moğolistan'dan, Kafkasları, Balkanları, Arap yarımadasını, sonuçta bütün dünya Müslümanlarını bir ülkü etrafı nda birleştirecek yeni bir Osmanlı hareketi. Öncüsü her zaman olduğu gibi Türk milleti. Bu milletin alt kimliğinde şüphesiz tüm Müslüman kavimler mevcut. Onları bir araya getirip tutturmak, sonra da Kurân'ı anlamda bir dünya barışı oluşturmak.. Şüphesiz büyük bir olay. İnsanlık alemini yeniden kendine getirecek kadar şiddetli.. Yoksa, Bağdat'ı, Çeçenistan'ı, Filistin'i yeniden eski haline getirmenin başka çaresi yok.

e-mail: info@turkislambirligi.org

Hiç yorum yok: