16 Mart 2009 Pazartesi

Ferhat KOÇ

1949 Ankara doğumlu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünde çalıştı, 1979' dan beri Milli Gazete Ankara temsilcisi, "Kurani Kaynaklarda Peygamberler Tarihi" isimli eseri var.

İSLAM DAYANIŞMASI GERÇEKLEŞMELİDİR

21. asra girişimizle birlikte dünya yeniden şekillenmeye başladı. Dünya yeniden şekillenirken mevcut blokların yıkıldığına yeni yeni bloklaşmaların gerçekleştirilmekte olduğuna şahit olmaktayız. Teknolojinin zirveye çıktığı günümüzde bloklaşmaları da normal görmek gerektiğine inananlardanız. Dünya hızlı bir dengeler değişikliği yaşamaktadır. Kısa süre içerisinde yeni dengeler oluşurken, yeni bloklaşmalar gerçekleşmekte. Yıkılan blokların yerini yenileri almaktadır. Ama şu bir gerçektir ki, hiç kimse yalnız kalmak istememektedir.

Bir araya gelişlerin temelinde kuşkusuz ekonomik istekler yatmaktadır. Birkaç ülke bir araya geliyorsa muhakkak bu gelişte bir takım menfaatler düşünülmektedir. Bu da kuşkusuz gelişen ekonomik şartlar içerisinde normal karşılanmaktadır. Bu menfaatler sadece ekonomiyle sınırlandırılmamalıdır. Ekonominin yanında dış güvenliği de unutmamak gerekir. Gerek ekonomi gerekse dış güvenlik ülkeleri bir araya getirmeye yeterli olabilmektedir.

Aslında bugün dünyaya kapalı ülkeler bulunsa da bunların gerçekte dünya ile içli dışlı olduklarını söylemeliyiz. Dünya ile ilişkilerini engellemeleri, önlemeleri mümkün değildir. Çünkü, yeryüzünde tüm ülkelerin birbirlerine ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar komşu ülkeler için çok daha önemlidir. Komşu ülkeler arasında oluşturulmamış iyi ilişkiler tarafları rahatsız edebilir.
Bu değerlendirme ışığında bakıldığında Müslüman ülkeler her zamankinden daha çok dünyadaki gelişen olaylar karşısında dayanı şmaya ihtiyaç duyduğu bir dönemi yaşamaktadır. İhtilafların felaket getirdiği bilinci içerisinde bu dayanışmayı bir an evvel gerçekleştirmelidirler. İslam düşmanları bütün dünyada Müslümanlar arasındaki ihtilaflardan faydalanmaya çalışıyorlar. Her Müslümanın vazifesi Müslümanlar arasında ihtilafa neden olan sorunları halletmek olmalıdır. Açık ifadesi ile Müslümanlar arasında bir çatlak solursa onu kapatmak vazifesi olmalı.
Müslümanlar arasında dayanışmayı artırmak için sıkı işbirliği gerekiyor. Üzülecek durum ise İslam ülkeleri birbirleriyle çalışmak yerine başkalarını tercih ediyorlar. İslam ülkeleri ile de yine yabancılar aracılığıyla işbirliğine girmeye çalışıyorlar. Bu üzücü bir olaydır..

Türkiye İslam ülkeleriyle karşılıklı işbirliklerinin en güzel örneklerini ortaya koymalıdır. Bunu ortaya koyacak bir konumda da bulunmaktadır. İşbirliğinin geliştirilmesi için şu anda büyük bir potansiyel vardır. Bu potansiyelin gecikmeden harekete geçirilmesi gerekmektedir.
Müslümanlar birbirlerini yalnız bırakmamalı. Daha çok uyanık olmalıyız. Bir İslam ülkesi olarak kargaşadan uzak bir hayat istiyoruz. İslam düşmanları ise kargaşa ve çatışma istiyorlar. Müslüman liderler uyanık olmalıdır.

Kuşkusuz dünyadaki bütün bu gelişmeler bir gerçeğin altının çizilmesi gerektiğine işaret etmektedir. O da, İslam ülkeleri arasındaki birliğin artık oluşturulması zamanının gelmiş olduğudur. Müslüman ülkeler çeşitli alanlarda birlikteliklerini oluşturabildikleri zaman emperyalistlerin baskısından da kurtulmuş olacaklardır. Kapitalist dünyanın da korkusu bu değil mi?....